Kartal Avukat
Boşanma davası sadece eşleri değil, çocukları da doğrudan etkileyen bir hukuki süreçtir. Ebeveynlerin ayrılığı, çocukların psikolojik gelişimini, duygusal denge durumunu ve sosyal ilişkilerini etkileyebilir. Bu nedenle mahkemeler, boşanma davalarında çocuğun yüksek yararını gözetmek zorundadır. Özellikle Kartal ve Anadolu Yakası’ndaki aile mahkemelerinde, çocuğun psikolojik durumu kararların temel belirleyicisi hâline gelir.
Boşanma süreci, çocuğun:
Güven duygusunu zedeleyebilir,
Okul başarısını düşürebilir,
Sosyal çevresiyle ilişkilerini etkileyebilir,
Ebeveynlerine karşı bağlılığında ikilemler yaratabilir.
Bu etkiler, çocuğun velayetinin hangi ebeveynde kalacağına veya hangi tedbir kararlarının alınması gerektiğine dair mahkeme kararlarını doğrudan etkiler.
Boşanma davalarında çocuğun psikolojik durumu, aşağıdaki yöntemlerle değerlendirilir:
Pedagog Raporları:
Aile mahkemesi bünyesinde görev yapan pedagoglar, çocuğun yaşına, duygu durumuna ve ebeveynleriyle olan ilişkisine dair görüş bildirir.
Psikolojik Değerlendirme Raporları:
Uzman psikologlarca yapılan değerlendirmeler mahkemeye sunulur.
Sosyal İnceleme Raporu (SİR):
Çocuğun yaşam koşulları, eğitimi, çevresi ve sosyal ilişkileri analiz edilir.
Hakim Görüşmesi:
8 yaşından büyük çocukların beyanları hâkim tarafından doğrudan dinlenebilir.
Kartal’da görülen boşanma davalarında aile mahkemeleri, çocuk psikolojisini dikkate alarak aşağıdaki konularda karar verir:
Velayet kimin olacak?
Çocuğun psikolojik olarak daha güvende olduğu ebeveyn tercih edilir.
Görüş günleri nasıl düzenlenecek?
Çocuğun gelişimini sekteye uğratmayacak şekilde görüş hakkı tanınır.
Geçici tedbirler alınmalı mı?
Çocuğun psikolojik olarak zarar görmemesi için velayet geçici olarak da düzenlenebilir.
Destek tedbirleri gerekli mi?
Gerekirse çocuğa psikolojik destek sağlanmasına karar verilebilir.
Psikolojik raporlar objektif olmalıdır.
Tarafların kendi uzman raporlarıyla mahkemeye sunacağı belgeler, bağımsız değerlendirmelerle desteklenmelidir.
Çocuğun rızası dikkate alınır ama belirleyici değildir.
Mahkeme çocuğun ne istediğini dinler, ancak tek başına buna göre karar vermez.
Çocuğun menfaati esastır.
Ebeveynin maddi durumu ya da sosyal konumu değil, çocuğun ruhsal ve duygusal güvenliği ön plandadır.
Boşanma sürecindeki aileler için şu adımlar önerilir:
Çocuğa yaşına uygun ve yumuşak bir dille bilgi verilmelidir.
Taraflar çocuğu manipüle etmekten kaçınmalıdır.
Gerekirse profesyonel psikolojik destek alınmalıdır.
Çocuk, bir dava sürecinin unsuru hâline getirilmemelidir.
Boşanma davalarında alınacak kararlar, çocuğun psikolojik bütünlüğünü doğrudan etkiler. Özellikle Kartal ve çevresinde açılan velayet davaları gibi çocukla ilgili tüm yargı süreçlerinde, uzman raporları ve psikolojik değerlendirmeler büyük rol oynar. Bu nedenle çocuğun ruhsal sağlığını gözeten yaklaşımlar, hem ebeveynler hem de yargı makamları için öncelik olmalıdır.