İnternet yayıncılığında sansür ve hukuki sınırlar

İnternet, düşünce ve ifade özgürlüğünün en geniş şekilde kullanılabildiği alanlardan biridir. Ancak bu özgürlük sınırsız değildir. Türkiye’de ve dünya genelinde internet yayıncılığı; kişilik hakları, kamu düzeni, milli güvenlik, çocukların korunması, telif hakları gibi gerekçelerle çeşitli hukuki sınırlara tabidir. Kartal ve İstanbul genelinde internet üzerinden yapılan yayınlar da aynı yasal düzenlemelere bağlıdır. Özellikle sosyal medya platformları, haber siteleri, bloglar ve YouTube gibi video içerik sağlayıcılar açısından sansür ve hukuki sorumluluklar önemli bir tartışma alanıdır.

İnternet Yayıncılığında Hukuki Çerçeve

Türkiye’de internet yayıncılığı, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile denetlenmektedir. Bu yasa; erişimin engellenmesi, içerik çıkarılması, sorumluluk düzenlemeleri ve idari yaptırımlar gibi konuları kapsamaktadır.

Buna göre:

Hakaret, tehdit, kişilik haklarını ihlal eden içerikler şikâyet üzerine kaldırılabilir.
Müstehcenlik, çocuk istismarı, terör propagandası, uyuşturucu kullanımı gibi suç unsuru barındıran içerikler resen erişime engellenebilir.
Telif hakkı ihlali içeren yayınlar için de içerik kaldırma ve tazminat davası açma imkânı vardır.

Sansür ve İfade Özgürlüğü Dengesi

İnternet yayıncılığında sansür tartışmaları, genellikle ifade özgürlüğü ile kamu düzeni arasında denge arayışıyla gündeme gelir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi ifade özgürlüğünü korurken, bu özgürlüğün başkalarının haklarını ihlal etmeyecek şekilde sınırlandırılabileceğini de kabul etmektedir.

Türkiye’de de Anayasa’nın 26. maddesi ifade özgürlüğünü güvence altına almakta, ancak milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi gibi sebeplerle sınırlama yapılmasına izin vermektedir.

Yayıncıların Hukuki Sorumlulukları

İnternet yayıncıları; haber siteleri, YouTuber’lar, blog sahipleri veya sosyal medya hesapları fark etmeksizin yayınladıkları içeriklerden sorumludur. Özellikle:

Yalan haber ve dezenformasyon yayıldığında, yeni dezenformasyon yasası kapsamında adli ve idari yaptırımlar söz konusu olabilir.
Ticari içeriklerde reklam mevzuatına uyulmaması para cezaları ve yayın yasakları doğurabilir.
Kişilik haklarına saldırı durumunda manevi tazminat davaları açılabilir.
Kişisel verilerin hukuka aykırı paylaşımı hem idari para cezasına hem de hapis cezasına yol açabilir.

Uluslararası Boyut

İnternet yayıncılığı yalnızca ulusal hukukla sınırlı değildir. YouTube, Twitter (X), Instagram gibi platformlar kendi içerik politikalarıyla sansür uygulayabilir. Ayrıca Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ve ABD’deki içerik sorumluluğu düzenlemeleri (örneğin Section 230) de uluslararası yayıncıları etkilemektedir.

Kartal ve İstanbul’da Hukuki Süreç

Kartal ve İstanbul genelinde internet yayıncılığıyla ilgili bir hukuki sorun yaşandığında başvurulabilecek yollar:

Sulh Ceza Hakimliği’ne erişim engeli talebi
Kişilik haklarının ihlali için tazminat davası
BTK’ya şikâyet
Savcılığa suç duyurusu

Bu süreçlerde genellikle avukat desteği alınması, hak kaybı yaşanmaması için önemlidir.

Sık Sorulan Sorular

İnternet yayınlarında sınırsız ifade özgürlüğü var mı?
Hayır. İfade özgürlüğü Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle korunsa da hakaret, nefret söylemi, terör propagandası gibi suç oluşturan içerikler yasaktır.

Bir içerik hakkımı ihlal ederse ne yapabilirim?
İçeriğin kaldırılması için içerik sağlayıcıya veya erişim sağlayıcıya başvurabilir, sonuç alınmazsa Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak erişim engeli talep edebilirsiniz.

Sosyal medya paylaşımları hukuken bağlayıcı mı?
Evet. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar da hukuki sorumluluk doğurur. Hakaret, tehdit veya suç unsuru içeren paylaşımlar adli sürece konu olabilir.

İnternet yayıncılığı yapanlar hangi sorumluluklara sahiptir?
Yayıncılar, doğruluk ilkesine uymak, kişilik haklarına saygı göstermek, telif haklarını ihlal etmemek ve mevzuata aykırı içerik paylaşmamakla yükümlüdür.

Bilişim Hukuku Avukatı