Kartal Avukat
Mirasçıların Borçlara Karşı Sorumluluğu, Mirasın intikaliyle birlikte sadece miras bırakanın malvarlığı değil, aynı zamanda borçları da mirasçılara geçmektedir. Türk Medeni Kanunu’na göre mirasçılar, miras bırakanın borçlarından hem kişisel hem de tereke ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Bu nedenle mirasın kabul edilmesi ya da reddedilmesi, mirasçıların borçlardan doğan sorumluluklarını doğrudan etkiler. Bu yazıda mirasçıların borçlara karşı sorumluluklarının kapsamı, sınırları ve hukuki yollar detaylı şekilde ele alınmaktadır.
Bir kişinin vefat etmesiyle miras hukuku kapsamında bir tereke oluşur. Tereke, hem alacakları hem de borçları kapsar. Mirasçılar, mirası kabul ettiklerinde miras bırakanın tüm borç ve alacaklarının halefi olur. Borçların ödenmesinden sonra kalan kısım mirasçılar arasında paylaşılır. Ancak mirasın reddedilmesi halinde borçlardan sorumluluk söz konusu olmaz.
Mirasın reddi, mirasçıların miras bırakanın borçlarından kurtulmaları için en etkili yoldur. Kanuna göre, mirasın reddi için ölüm tarihinden itibaren üç ay içerisinde sulh hukuk mahkemesine başvurulması gerekir. Süresi içinde reddedilmeyen miras, zımnen kabul edilmiş sayılır ve borçlardan sorumluluk başlar.
Mirasın reddi halinde tereke iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve borçlar terekenin malvarlığından ödenir. Bu nedenle reddi miras işlemi, borçlu bir muristen miras kalan kişiler için önemli bir hukuki imkândır.
Mirası kabul eden mirasçılar, miras bırakanın borçlarından kendi malvarlıkları ile sorumlu olabilirler. Ancak Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesi gereğince, mirasçılar dilerlerse “tasfiyenin resmi defter tutulması” yoluna gidebilir. Böylece borçlardan sadece tereke mallarıyla sınırlı olarak sorumlu olurlar. Bu yöntem “sınırlı sorumluluk” imkânı sağlayarak mirasçıların kişisel malvarlıklarının korunmasına yardımcı olur.
Miras bırakanın borçlarının ödenmesi, tereke malvarlığından yapılır. Borçlar ödendikten sonra kalan malvarlığı mirasçılar arasında paylaştırılır. Eğer tereke borçları karşılamaya yetmezse, mirasçılar kendi mallarından ödeme yapmak zorunda kalabilir. Ancak bu durum mirasın koşulsuz kabul edilmesi halinde ortaya çıkar.
Mirasçılar, borçların paylaşımı konusunda kendi aralarında anlaşarak ödeme planı da oluşturabilirler. Örneğin, bir mirasçı borcun tamamını ödeyip diğerlerinden payına düşeni tahsil edebilir.
Miras bırakanın borçlarının ödenmemesi durumunda alacaklılar, mirasçılara karşı icra ve haciz yoluna başvurabilir. Mirasçılar, mirası reddetmemişlerse ve borçlardan şahsen sorumlu olmuşlarsa kendi malvarlıkları da haczedilebilir. Ancak “defter tutulması” yolunu seçmiş olan mirasçılar, sadece tereke mallarıyla sorumlu olacakları için kişisel malvarlıklarına haciz konulamaz.
Birden fazla mirasçı varsa borçlardan dolayı “müteselsilen sorumluluk” doğar. Bu, alacaklıların borcun tamamı için herhangi bir mirasçıya başvurabileceği anlamına gelir. Borcu ödeyen mirasçı, diğer mirasçılardan paylarına düşen kısmı talep edebilir. Bu düzenleme, borçların ödenmesinde alacaklıların haklarını korumak için getirilmiştir.
Mirasçıların borçlardan sorumluluğunu sınırlandırmak için şu adımlar atılabilir:
Süresi içinde mirasın reddedilmesi
Sulh hukuk mahkemesine resmi defter tutulması başvurusunda bulunulması
Mirasın kabulü halinde borçların ödenmesi için ortak plan yapılması
Alacaklılarla yapılandırma ya da sulh yoluna gidilmesi
Bu önlemler, mirasçıların kişisel malvarlıklarını borçlardan korumalarına yardımcı olur.
Borçlar ödenmediğinde alacaklılar icra yoluna başvurabilir. Mirasçılar mirası kabul etmişse, alacaklılar doğrudan mirasçıların malvarlıklarına da başvurabilir. Ancak mirasın reddedilmesi veya sınırlı sorumluluk yolunun tercih edilmesi halinde mirasçıların şahsi malvarlıklarına haciz uygulanamaz. Bu nedenle borçların hukuki sonuçlarının iyi değerlendirilmesi gerekir.
Miras bırakanın bankalara olan kredi borçları, vergi borçları ya da SGK prim borçları gibi yükümlülükleri de mirasçılara intikal eder. Bu borçlar da diğer borçlar gibi tereke malvarlığından ödenir. Eğer mirasın reddi yapılmamışsa ve borçlar terekeyi aşıyorsa, mirasçılar kişisel malvarlıklarıyla sorumlu tutulabilir.
Mirasçıların borçlara karşı sorumluluğu, mirasın kabul edilip edilmemesine göre değişmektedir. Mirası reddeden mirasçılar borçlardan kurtulurken, mirası kabul eden mirasçılar borçlardan sorumlu hale gelir. Ancak resmi defter tutulması yoluyla borçlardan sadece tereke mallarıyla sınırlı olarak sorumlu olmak mümkündür. Bu nedenle mirasçıların borçlu bir muristen kalan mirası kabul etmeden önce hukuki danışmanlık almaları son derece önemlidir.
Web Sitemiz üzerinde yer alan içerikler genel bilgilendirme amaçlıdır ve spesifik hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır. Ziyaretçiler, web sitemiz üzerinden edindikleri bilgileri hukuki tavsiye olarak kabul etmemeli ve bu bilgilere dayanarak hukuki işlem başlatmamalıdır. Bu doğrultuda avukatkartal.com.tr , web sitesinde ki içeriklerden ve bilgilerden doğabilecek herhangi bir zarar veya kayıptan sorumlu tutulamaz.
Hukuki yardım veya danışmanlık hizmeti almak isteyen ziyaretçilerin, direkt bir avukat ile iletişime geçmeleri tavsiye edilir. Avukatkartal.com.tr