Kartal Avukat
Sigorta hukuku, sigorta sözleşmeleri ile sigorta şirketleri ve sigortalılar arasındaki ilişkileri düzenleyen bir hukuk dalıdır. Günümüzde sigorta, bireylerin ve işletmelerin karşılaşabilecekleri riskleri güvence altına almalarının en önemli yollarından biridir. Bu nedenle sigorta hukuku, hem ekonomik hem de sosyal hayat açısından büyük bir önem taşır.
Türkiye’de sigorta sektörü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu kanunlar sigorta şirketlerinin kuruluşundan, sigorta poliçelerinin düzenlenmesine, tazminat taleplerinden uyuşmazlıkların çözümüne kadar geniş bir alanı kapsar. Sigorta hukuku, yalnızca sigorta şirketleri ve sigortalılar arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda sigorta acenteleri, brokerler ve reasürans şirketlerini de ilgilendirir.
Bu yazıda sigorta hukukunun kapsamı, temel ilkeleri ve sigorta hukuku kapsamındaki dava türleri detaylı olarak ele alınacaktır.
Sigorta hukuku, bir sigorta sözleşmesi çerçevesinde tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini belirleyen kurallar bütünüdür. Sigorta sözleşmesi ile sigortacı, belirli bir prim karşılığında, sigortalının uğrayabileceği zararları veya doğabilecek riskleri üstlenir.
Bu hukuk dalının önemi şu şekilde özetlenebilir:
Sigortalıların haklarının korunması
Sigorta şirketlerinin faaliyetlerinin düzenlenmesi
Sigorta sözleşmelerinin geçerlilik ve uygulanabilirlik koşullarının belirlenmesi
Tazminat süreçlerinin adil şekilde yürütülmesi
Bu sayede sigorta sistemi hem ekonomik düzeni hem de bireylerin güvenliğini sağlamış olur.
Sigorta hukuku, belirli ilkeler çerçevesinde işler. Bu ilkeler, sigorta sözleşmelerinin geçerliliği ve tarafların haklarının korunması açısından önemlidir:
İyi Niyet İlkesi (Uberrima Fides): Sigorta sözleşmesi yapılırken tarafların birbirlerine doğru ve eksiksiz bilgi vermesi gerekir. Sigortalının riskleri gizlemesi veya yanlış beyanı sigorta tazminatının reddine neden olabilir.
Menfaat İlkesi: Sigortalının sigorta konusu üzerinde menfaatinin bulunması gerekir. Menfaati olmayan bir kişi o risk için sigorta yaptıramaz.
Tazmin İlkesi: Sigorta tazminatı, sigortalının uğradığı zararı aşamaz. Sigortadan haksız kazanç elde edilemez.
Rizikonun Gerçekleşmesi Şartı: Sigortacının sorumluluğu ancak sigorta konusu rizikonun gerçekleşmesiyle doğar.
Bu ilkeler hem sigorta şirketlerinin hem de sigortalıların haklarını güvence altına alır.
Sigorta hukuku oldukça geniş bir alanı kapsar. Başlıca konular şunlardır:
Hayat sigortası
Sağlık sigortası
Kasko sigortası
Trafik sigortası
Konut ve deprem sigortası
İş kazası ve mesleki sorumluluk sigortaları
Nakliyat sigortası
Zorunlu sigortalar ve özel sigortalar
Bu alanların her birinde tarafların hak ve yükümlülükleri, sigorta sözleşmesinin içeriği ve tazminat koşulları farklılık gösterebilir.
Sigorta hukukuna ilişkin davalar, genellikle sigorta sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkları kapsar. En yaygın görülen dava türleri şunlardır:
Sigortalının zarara uğraması ve sigorta şirketinin tazminatı ödememesi veya eksik ödemesi halinde açılır. Örneğin trafik kazası, yangın, deprem veya iş kazası gibi olaylarda ortaya çıkar.
Sigorta poliçesinin hukuka aykırı olarak düzenlendiği veya sigortalının yanıltıldığı durumlarda açılır.
Sigorta şirketleri tarafından sigortalının ödemediği primlerin tahsili için açılabilir.
Bir zarardan dolayı tazminat ödeyen üçüncü kişiler veya kurumlar, zarardan sorumlu sigorta şirketine rücu davası açabilir.
En sık görülen davalar arasındadır. Hasar bedeli, aracın pert olması, değer kaybı gibi konularda çıkabilir.
Özel sağlık sigortası kapsamında ödenmeyen tedavi giderleri veya poliçe kapsamına ilişkin uyuşmazlıklar için açılır.
Sigorta hukuku davaları genellikle asliye ticaret mahkemelerinde görülür. Ancak bazı durumlarda tüketici mahkemeleri de görevli olabilir. Örneğin bireysel tüketicilerin sigorta şirketleriyle yaşadığı uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinde çözülebilir.
Davaların açılacağı yer ise genellikle sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu veya poliçenin düzenlendiği yerdir.
Sigortalılar, sigorta şirketlerine karşı:
Poliçe kapsamında tazminat talep etme
Sigorta poliçesinin iptali veya değiştirilmesini talep etme
Eksik veya hatalı tazminat ödemelerine karşı dava açma
haklarına sahiptir.
Sigorta şirketi ise yanlış veya eksik beyanda bulunan sigortalılara karşı poliçeyi iptal etme veya prim talep etme hakkına sahiptir.
Sigorta poliçesi imzalanmadan önce tüm şartlar dikkatlice okunmalıdır.
Riziko gerçekleştiğinde derhal sigorta şirketine bildirim yapılmalıdır.
Sigorta şirketi tazminatı reddettiğinde hukuki yollara başvurma hakkı vardır.
Bazı sigorta uyuşmazlıklarında Sigorta Tahkim Komisyonu aracılığıyla daha hızlı çözüm sağlanabilir.
Soru: Sigorta Tahkim Komisyonu nedir?
Cevap: Sigorta uyuşmazlıklarında dava açmadan önce başvurulabilen ve daha hızlı çözüm sağlayan bir alternatif çözüm yoludur.
Soru: Trafik kazasında sigorta şirketi tazminatı ödemezse ne yapılır?
Cevap: Sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulabilir, ret halinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na veya mahkemeye dava açılabilir.
Soru: Sigorta poliçesi ne zaman iptal edilebilir?
Cevap: Sigortalının yanlış veya eksik beyanda bulunması, rizikonun gerçekleşmesinden önce fesih talebi veya poliçedeki usulsüzlükler nedeniyle iptal edilebilir.
Web Sitemiz üzerinde yer alan içerikler genel bilgilendirme amaçlıdır ve spesifik hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır. Ziyaretçiler, web sitemiz üzerinden edindikleri bilgileri hukuki tavsiye olarak kabul etmemeli ve bu bilgilere dayanarak hukuki işlem başlatmamalıdır. Bu doğrultuda avukatkartal.com.tr , web sitesinde ki içeriklerden ve bilgilerden doğabilecek herhangi bir zarar veya kayıptan sorumlu tutulamaz.
Hukuki yardım veya danışmanlık hizmeti almak isteyen ziyaretçilerin, direkt bir avukat ile iletişime geçmeleri tavsiye edilir. Avukatkartal.com.tr