E-Posta Üzerinden Yapılan Tehdit Suçları ve Hukuki Mücadele

İş dünyasında, özel hayatta ve kurumsal iletişimde en sık kullandığımız araç olan e-posta, ne yazık ki kötü niyetli kişiler tarafından bir suç aleti olarak da kullanılabilmektedir. Fiziksel olarak yüzleşmekten çekinen, kimliğini gizleyebileceğini düşünen veya mağdur üzerinde psikolojik baskı kurmak isteyen failler, e-posta yoluyla tehdit yöntemine başvurmaktadır.

"Seni öldürürüm", "İşini bitiririm", "Elimdeki fotoğrafları yayarım" gibi ifadeler içeren e-postalar, alıcı üzerinde ciddi bir korku ve panik yaratır. İstanbul’un iş ve ticaret merkezlerinden biri olan Kartal ve Anadolu Yakası'nda, hem kurumsal rekabetten doğan hem de özel hayata dair husumetlerden kaynaklanan bu tür dijital suç vakalarıyla sıkça karşılaşmaktayız. Bir Kartal Ceza Avukatı olarak vurgulamalıyız ki; e-posta yoluyla yapılan tehdit, Türk Ceza Kanunu nezdinde, failin yanınızda olup yüzünüze karşı söylediği tehditten farksızdır, hatta bazı durumlarda daha ağır cezai yaptırımları beraberinde getirir.

Tehdit Suçunun Hukuki Tanımı ve Unsurları (TCK 106)

Türk Ceza Kanunu'nun 106. maddesine göre tehdit; bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle korkutmaktır.

E-posta yoluyla işlenen tehdit suçunda, suçun maddi unsuru "ileti"dir. Failin mağdura gönderdiği elektronik postanın içeriği, suçun oluşup oluşmadığını belirler.

Yaşam Hakkına Yönelik Tehdit: "Seni yaşatmam", "Evini biliyorum" gibi ifadeler. Bu durumda fail 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile yargılanır.
Malvarlığına Yönelik Tehdit: "Arabanı çizerim", "Siteni hacklerim" gibi ifadeler. Bu durumda mağdurun şikayeti üzerine 6 aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

Tehdit suçunun oluşması için failin dediğini yapabilecek güçte olması gerekmez; önemli olan mağdurun iç huzurunun bozulması, korku ve endişeye sevk edilmesidir.

E-Posta Tehditlerinde "Nitelikli Haller"

E-posta, doğası gereği failin kendini gizlemesine (anonimlik) imkan tanıyan bir araçtır. Kanun koyucu, bu durumu göz önünde bulundurarak suçun işleniş biçimine göre cezayı artırabilir.

İmzasız Mektup veya Özel İşaretlerle İşlenmesi: Eğer fail, gönderdiği e-postada ismini gizliyor, sahte bir isim kullanıyor (Fake Mail) veya korkutucu semboller/görseller kullanıyorsa, TCK 106/2-b maddesi gereği ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına yükselir.
Birden Fazla Kişiyle Birlikte İşlenmesi: Tehdit e-postası bir grup veya örgüt adına atılıyorsa, yine ağırlaştırılmış ceza uygulanır.

Şantaj ve Tehdit Ayrımı (Sextortion ve Fidye Yazılımları)

E-posta yoluyla gelen her korkutucu mesaj sadece "tehdit" olmayabilir. Eğer fail, sizden bir şey yapmanızı veya yapmamanızı istiyor ve bunun karşılığında size zarar vereceğini söylüyorsa, bu artık Şantaj (TCK 107) suçudur.

Son yıllarda Kartal ve çevresinde sıkça rastladığımız bir dolandırıcılık/şantaj türü şöyledir:

Senaryo: "Bilgisayarını hackledim, kamerandan uygunsuz görüntülerini kaydettim. Eğer şu Bitcoin hesabına 1000 Dolar göndermezsen bu görüntüleri tüm rehberine ve ailene göndereceğim."
Hukuki Durum: Bu eylem, hem tehdit hem de şantaj suçunu oluşturur. Şantaj suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. Bu tür e-postalar genellikle "blöf" (fake) olsa da, hukuki olarak ağır bir suçtur.

Teknik Delil Tespiti: E-Posta Nasıl Delil Olur?

Bilişim suçlarında en kritik aşama, dijital delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesidir. E-posta tehditlerinde mağdurların yaptığı en büyük hata, panikle e-postayı silmek veya sadece ekran görüntüsü (screenshot) alıp bırakmaktır. Oysa ekran görüntüsü, üzerinde oynama yapılabileceği gerekçesiyle tek başına kesin delil sayılmayabilir.

1. E-Postayı Asla Silmeyin

Gelen tehdit maili, soruşturma tamamlanana kadar "Gelen Kutusu"nda veya "Arşiv"de saklanmalıdır.

2. Header (Üst Bilgi) Analizi

Her e-postanın arka planında, göndericinin dijital ayak izini taşıyan teknik bir kod bloğu vardır. Buna "Header" denir. Bu kod bloğunda; e-postanın hangi sunucudan çıktığı, hangi saatte gönderildiği ve en önemlisi göndericinin IP adresi bulunabilir. Uzman bir avukat ve teknik ekip, bu header bilgisini analiz ederek failin lokasyonunu tespit edebilir.

3. E-Tespit ve Noter Onayı

Tehdit içeriğinin internet ortamından silinme riskine karşı, Türkiye Noterler Birliği'nin "E-Tespit" sistemi veya bir Noter huzurunda içeriğin tutanağa geçirilmesi, mahkemede inkar edilemez bir delil oluşturur.

Soruşturma Süreci ve Failin Tespiti

E-posta yoluyla tehdit suçunda savcılık soruşturması şu şekilde ilerler:

Şikayet: Mağdur, Kartal'daki İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na (veya bulunduğu yer savcılığına) dilekçe ile başvurur.
IP Tespiti: Savcılık, e-posta servis sağlayıcısına (Hotmail, Yahoo, Yandex vb.) müzekkere yazarak, ilgili e-postayı gönderen IP adresini talep eder.
Yerel vs. Yabancı Sağlayıcılar: Yerli sağlayıcılardan (örn: şirket maili, yerli servisler) IP tespiti çok hızlıdır. Ancak Gmail (Google), Outlook (Microsoft) gibi ABD merkezli firmalar, tehdit suçu "katalog suçlar" veya "terör/çocuk istismarı" kapsamında değilse, uluslararası prosedürler gereği IP paylaşımında direnç gösterebilmektedir.
Alternatif Yöntemler: IP gelmese bile; e-posta içeriğindeki ipuçları, kullanılan takma ismin başka platformlardaki izleri, mağdurun şüphelendiği kişilerle olan husumet ilişkisi ve telefon (HTS) kayıtları birleştirilerek faile ulaşılmaya çalışılır.

Somut Vaka Analizi: Sahte Hesaptan Tehdit

Olay: Kartal'da bir şirkette yönetici olarak çalışan Müvekkil (B), "hayalet_34@..." uzantılı anonim bir e-posta adresinden, "İhaleden çekilmezsen çocuklarının okul yolunu biliyoruz" şeklinde tehdit mesajları almaya başlamıştır.

Hukuki Süreç:

Teknik İnceleme: Müvekkile gelen e-postanın "Header" bilgileri tarafımızca incelenmiş ve e-postanın bir VPN (Sanal Özel Ağ) kullanılmadan, İstanbul Maltepe lokasyonundaki sabit bir IP adresinden gönderildiği tespit edilmiştir.
Savcılık: Elde edilen teknik verilerle suç duyurusunda bulunulmuştur.
Sonuç: Savcılığın İnternet Servis Sağlayıcısı ile yaptığı yazışma sonucu, IP adresinin müvekkilin eski bir çalışanı adına kayıtlı ev internetine ait olduğu belirlenmiştir.
Dava ve Ceza: Şahıs hakkında TCK 106/2 (İmzasız mektupla tehdit) suçundan dava açılmış ve 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır.

Bu örnek, anonim olduğunu sanan faillerin aslında ne kadar açık izler bırakabildiğini göstermektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Gmail veya Hotmail'den gelen tehditlerde fail bulunur mu? Zor olsa da imkansız değildir. Şirketler IP paylaşmasa bile, savcılık Emniyet Siber Suçlar birimi aracılığıyla "açık kaynak istihbaratı" yaparak, failin kurtarma e-postası veya telefon numarası gibi diğer bağlantılarını araştırır.

Tehdit maili gelince cevap vermeli miyim? Kesinlikle hayır. Faile cevap vermek, iletişimi sürdürmek veya "Sen kimsin?" diye sormak, faili cesaretlendirebilir ve şantaj boyutuna taşıyabilir. Hiçbir cevap vermeden hukuki yola başvurmak en doğrusudur.

İş yeri mailimden tehdit edildim, işverenim okuyabilir mi? Kurumsal e-posta adresleri işverene aittir. Ancak tehdit suçu şahsı ilgilendirir. İşvereninizden teknik destek (log kayıtları) isteyebilirsiniz. Savcılık, iş yeri sunucularındaki kayıtları da talep edebilir.

Tehdit eden kişi yurt dışındaysa ne olur? Suçun işlendiği yer (netice yeri) Türkiye ise (mağdur Türkiye'de ise), Türk mahkemeleri yetkilidir. Fail yurt dışında olsa bile hakkında yakalama kararı çıkarılabilir ve ülkeye giriş yaptığı anda (havalimanında) gözaltına alınır.

Zaman aşımı süresi nedir? Tehdit suçu şikayete tabidir (basit hali). Faili ve fiili öğrendiğinizden itibaren 6 ay içinde şikayetçi olmalısınız. Nitelikli hallerde (silahla, imzasız mektupla vb.) ise kamu davası niteliğindedir, şikayet süresi aranmaz, 8 yıllık dava zamanaşımı işler.

Manevi tazminat davası açabilir miyim? Evet. Ceza davası sonuçlandıktan sonra veya eş zamanlı olarak, yaşadığınız korku, endişe ve psikolojik yıpranma nedeniyle faile karşı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde manevi tazminat davası açabilirsiniz.

E-posta üzerinden yapılan tehditler, sadece dijital bir metin değil, kişinin huzur ve sükununu bozan, hayatın olağan akışını engelleyen ciddi bir suçtur. "Sanal alem, bulunmam" düşüncesiyle hareket eden failler, teknolojinin bıraktığı izler ve doğru hukuki takip sayesinde adalet önüne çıkarılmaktadır.

Bu süreçte korkuya kapılıp sessiz kalmak veya tehditlere boyun eğmek yerine; soğukkanlılıkla delilleri korumak ve uzman bir hukukçu desteği almak en güvenli yoldur.

Siber suçlar ve ceza hukukunda, tehdit ve şantaj suçlarına karşı yanınızdayız. Teknik takip, savcılık şikayeti ve dava sürecinin yönetimi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Kartal Bilişim Avukatı