Kartal Avukat
Katma Değer Vergisi (KDV) iadesi, belirli şartları taşıyan mükelleflerin hakkıdır. Ancak zaman zaman Vergi Dairesi tarafından KDV iadesi talepleri reddedilebilmekte ve mükellefler bu red kararlarına karşı hukuki yollara başvurmak zorunda kalabilmektedir. Bu yazımızda KDV iadesinin reddine karşı izlenebilecek dava süreci ve dikkat edilmesi gereken hukuki noktaları ele alıyoruz.
KDV iadesi, özellikle ihracat yapan firmalar, teşvikten yararlanan yatırımlar, kısmi istisna uygulamaları veya indirimli orana tabi teslimler nedeniyle, yüklenilen ancak indirilemeyen KDV tutarlarının mükellefe iade edilmesi anlamına gelir.
Vergi idaresi aşağıdaki durumlarda KDV iadesi talebini reddedebilir:
Eksik veya hatalı belge sunulması
Yüklenilen KDV’nin gerçeği yansıtmadığı yönünde tespit yapılması
Sahte belge kullanıldığına dair bulgular
Sınırlı inceleme ya da tam denetim sonucu olumsuz kanaat
Usule aykırı işlemler
İade talebi tamamen ya da kısmen reddedildiğinde, mükellefe resmî bir ret yazısı tebliğ edilir.
KDV iadesi talebinin reddine ilişkin işlem bir idari işlem niteliğindedir. Bu nedenle red kararına karşı Vergi Mahkemesi’nde iptal davası açılabilir.
Süre:
Red kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde dava açılmalıdır. Bu süre hak düşürücüdür.
Yetkili Mahkeme:
Red kararını veren vergi dairesinin bulunduğu yerdeki Vergi Mahkemesi.
Mükellefin, iadenin dayandığı işlemlerin gerçekliğini ve haklılığını ispatlaması gerekir. Özellikle:
Fatura ve sevk irsaliyeleri
Gümrük beyannameleri (ihracat için)
Banka ödeme dekontları
Yüklenilen KDV listeleri
YMM raporları veya vergi inceleme raporları
belgelendirilmeli ve dosyaya sunulmalıdır.
KDV iadesi red kararlarında, dava açmadan önce zorunlu idari başvuru (itiraz) şartı bulunmamaktadır. Mükellef doğrudan dava açabilir. Ancak vergi dairesine dilekçeyle yazılı itiraz yapılması da mümkündür.
Vergi Mahkemesi yapılan yargılama sonunda:
İade talebini haklı bulursa, red işlemi iptal edilir ve iade kararı verilir.
Vergi idaresini haklı bulursa, dava reddedilir ve mükellef iade alamaz.
İlk derece mahkemesi olan Vergi Mahkemesi kararına karşı:
Belirli tutarın üzerindeki davalarda Bölge İdare Mahkemesi’ne (istinaf) başvuru yapılabilir.
İstinaf kararlarına karşı da Danıştay temyiz yolu açıktır.
Vergi davaları teknik konular içerdiğinden dolayı;
Mali mevzuat bilgisi,
İspat aracı olarak kullanılacak belgelerin hukuka uygun sunumu,
Usule uygun dava açma sürelerinin takibi gibi alanlarda uzman vergi hukuku avukatı ile çalışmak, mükellefin lehine sonuç alınmasını kolaylaştırabilir.