Kartal Avukat
Miras davaları, bir kişinin vefatından sonra geride bıraktığı malvarlığıyla ilgili hak iddialarının çözümüne yönelik en karmaşık hukuki süreçler arasında yer alır. Bu süreçte, tarafların iddialarını ne ölçüde kanıtlayabildiği, yani ispat yükünü kimin taşıdığı, davanın sonucunu doğrudan etkiler.
📌 Mirasçılığın reddi, mirastan mal kaçırma, vasiyetnamenin iptali, tenkis davaları veya muvazaa iddialarında her davanın kendine özgü ispat kuralları bulunur.
İspat yükü, bir davada iddia edilen bir olgunun doğru olduğunu kanıtlama zorunluluğunun kime ait olduğunu belirler.
✅ Bir iddiada bulunan kişi, bu iddiasını yasa ve yargı kararları doğrultusunda delillerle desteklemek zorundadır.
❌ Aksi hâlde, dava reddedilebilir veya haksız duruma düşülebilir.
Mirasla ilgili davalarda genellikle şu konuların ispatı gerekir:
🧾 Vasiyetnamenin geçersizliği
🏘️ Satış görünümlü bağış (muris muvazaası)
📑 Tenkis talebinde aşırı bağış yapıldığı
👥 Gerçek mirasçılığın belgelerle desteklenmesi
🧬 Nüfus kayıtlarında hata olduğu (nüfus kaydının düzeltilmesi)
Her bir dava türünde ispat yükü farklılık gösterir.
Vasiyetnamenin geçersiz olduğunu ileri süren kişi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
📌 Örneğin vasiyetname sahteyse, sahte olduğunu iddia eden taraf bunu belge, tanık veya bilirkişi raporlarıyla kanıtlamalıdır.
📍 Murisin mirastan mal kaçırmak amacıyla yaptığı bağışı satış gibi göstermesi durumunda, bu işlemin muvazaalı olduğunu mirasçı ispatlamalıdır.
✅ Tanık anlatımları
✅ Emsal satış değerleri
✅ Murisin ekonomik durumu gibi belgelerle işlem geçersizliği ispat edilir.
Saklı pay sahibi, mirasın saklı payı ihlal edecek şekilde dağıtıldığını ileri sürüyorsa,
📌 Miras bırakanın yaptığı bağış ve devirlerin saklı payı aştığını kanıtlamalıdır.
Bir kişinin mirasçı olmadığını iddia eden taraf, bu iddiasını nüfus kayıtları, tanıklar, resmi belgelerle ispat etmekle yükümlüdür.
Miras davalarında ispat yükü kime aittir?
Genel kural, iddiada bulunan tarafın bu iddiayı ispat etmesi gerektiğidir. Her dava türüne göre ispat yükü değişebilir.
Muris muvazaasında ispat yükü kimde?
Mal kaçırma iddiasında bulunan mirasçı, muvazaanın varlığını somut delillerle ispatlamalıdır.
Vasiyetname sahteyse bunu kim kanıtlar?
Vasiyetnamenin sahte veya geçersiz olduğunu ileri süren taraf, bu iddiasını belge, tanık ve uzman görüşüyle desteklemek zorundadır.
Tenkis davasında mirasçı neyi kanıtlamalı?
Tenkis talebinde bulunan mirasçı, saklı payının ihlal edildiğini ve miras bırakanın bağışlarla bu hakkı çiğnediğini ispat etmelidir.
📄 Tapu kayıtları
📊 Banka hareketleri
🧾 Noter belgeleri
👥 Tanık beyanları
🧬 DNA testi sonuçları
📂 Yazışmalar ve e-posta gibi dijital veriler
📸 Fotoğraf, video, ses kayıtları
💡 İspat gücü yüksek olan belgeler, davanın sonucunu değiştirebilecek kadar önemlidir.
İstanbul genelinde, özellikle Kartal, Pendik ve Ümraniye gibi ilçelerde yüksek değerli taşınmazlar ve ticari varlıklar içeren miraslar nedeniyle dava sayısı artmaktadır.
📌 Uygulamada en sık rastlanan ihtilaflar:
Tapuda satış gösterilip bağış yapılması
Vasiyetnamenin akıl sağlığı bozukken düzenlenmesi
Tek mirasçıya tüm malvarlığının bırakılması
Saklı payların yok sayılması
Bu tür durumlarda, delil toplama ve ispat yükünün doğru şekilde yönetilmesi, davanın kazanılması açısından belirleyicidir.
✅ Dava açmadan önce elinizdeki tüm belgeleri toparlayın
✅ Gerekirse tanıklarınızı belirleyin
✅ Murisin yaptığı işlemleri tarihsel sırayla değerlendirin
✅ Tapu ve banka kayıtları gibi resmi belgelerle destek sağlayın
✅ Uzman desteğiyle süreci başlatın
Unutulmamalıdır ki, miras davaları duygusal olduğu kadar teknik ve delil temelli davalardır. İspat yükünü yerine getiremeyen taraf ne kadar haklı olursa olsun, hukuken haksız konumda kalabilir.
Miras davaları sadece yasal değil, aynı zamanda aile içi ilişkileri de etkileyen hassas süreçlerdir. Bu süreçlerde:
📌 Kimin hangi iddiada bulunduğu
📌 O iddianın hangi delille desteklendiği
📌 Delillerin zamanında ve doğru şekilde sunulması
davanın kazanılmasında belirleyici olacaktır. Türkiye genelinde olduğu gibi, İstanbul Anadolu Yakası ve Kartal bölgesinde açılan davalarda da mahkemeler bu kurallar çerçevesinde karar verir.
Bu nedenle, hak kaybına uğramamak adına doğru delillerle ve zamanında hareket etmek son derece önemlidir.