Kartal Avukat
Sigorta sözleşmeleri, taraflar arasında güven ilişkisine dayanan özel hukuk sözleşmeleridir. Bu sözleşmelerde sigorta şirketlerinin belirli durumlarda cayma hakkı vardır. Ancak bu hak, yalnızca dürüstlük kuralı çerçevesinde ve yasal sınırlar dahilinde kullanılmalıdır. Aksi takdirde, sigorta şirketinin cayma hakkını kötüye kullanması, sigortalının mağduriyetine neden olabilir ve hukuki açıdan tazminat davası veya sözleşmeye aykırılık iddiasıyla açılan sigorta uyuşmazlığı davalarına yol açabilir.
Bu makalede, sigorta şirketinin cayma hakkını nasıl kullanabileceği, bu hakkın kötüye kullanılması durumunda sigortalının ne yapabileceği ve hangi dava türlerinin gündeme geleceği açıklanacaktır.
Cayma hakkı, sigorta şirketine belirli süreler ve şartlar altında, sözleşmeden tek taraflı olarak vazgeçme imkânı tanır. Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında bu hak;
Sigortalının beyan yükümlülüğünü ihlal etmesi,
Önemli bilgileri eksik veya yanlış bildirmesi,
Sigorta sözleşmesinin daha başında yanlış bilgilerle yapılmış olması durumlarında kullanılır.
Bu hak genellikle 15 günlük süre içinde ve sözleşme başlangıcından itibaren sınırlı bir dönemde geçerlidir. Ancak bazı sigorta şirketleri, sözleşme süresi boyunca bu hakkı ileri sürerek, sigortalının talebini reddedebilir. İşte bu noktada kötüye kullanım söz konusu olur.
Cayma hakkının kötüye kullanılması, sigorta şirketinin;
Sözleşmeye uygun şekilde yürütülen işlemleri keyfi gerekçelerle geçersiz sayması,
Zarar oluştuktan sonra sözleşmeden cayarak tazminat ödememesi,
Sigortalının beyanlarını yanıltıcı şekilde yorumlaması,
Küçük beyan eksikliklerini bahane ederek teminatı ortadan kaldırması
şeklinde gerçekleşir.
Örneğin: Bir trafik sigortası yaptıran kişi, kazadan sonra talepte bulunur. Sigorta şirketi, poliçe yapılırken sigortalının “eski kazalardan bahsetmediğini” ileri sürerek cayma hakkını kullanır ve ödeme yapmaz. Oysa bu bilgi, kaza anıyla doğrudan ilgili değildir. Bu durum, kötü niyetli cayma örneğidir.
Sigortalı, cayma hakkının kötüye kullanılması nedeniyle uğradığı zararın giderilmesi için sigorta şirketine karşı tazminat davası açabilir. Bu dava:
Zararın bedensel, maddi ya da malvarlığına yönelik olması durumunda,
Mahkemece poliçenin geçerli olduğu kanaati oluşursa,
Sigorta ettirenin beyan yükümlülüğünü kasıtlı ihlal etmediği ispatlanırsa
sigortalı lehine sonuçlanabilir.
Sigorta şirketinin, haksız cayma beyanının hukuki geçerliliğinin bulunmadığı iddiasıyla açılır. Sigortalı, poliçesinin geçerli olduğunu ve haklarının korunması gerektiğini talep eder.
Bireysel sigortalılar, tüketici sıfatıyla Tüketici Mahkemeleri’nde de dava açabilir. Sigorta şirketlerinin tek taraflı keyfi işlem tesis etmesi, ayıplı hizmet kapsamında değerlendirilir.
Sigorta poliçesinin tam metni ve özel şartları incelenmeli,
Sigorta şirketinden alınan red gerekçesi yazılı olarak talep edilmeli,
Talep edilen tazminata ilişkin zarar belgeleri, fotoğraflar, tutanaklar toplanmalı,
Hukuki destek alınarak noter kanalıyla ihtarnamede bulunulmalı.
Türk Ticaret Kanunu’na göre cayma hakkı, genellikle poliçe başlangıcından itibaren 15 gün içinde kullanılmalıdır. Eğer bu süre geçtikten sonra cayma beyanı yapılmışsa ve bu beyan zararı ödememek için ileri sürülüyorsa, mahkemeler bu durumu dürüstlük kuralına aykırı bulur.
Yargıtay içtihatlarına göre:
“Sigorta şirketi, sözleşme süresi boyunca sigortalının her beyan eksikliğini cayma nedeni sayamaz. Bu uygulama, dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz.”
(Yargıtay 17. HD, 2019/2345 E. 2020/7834 K.)
Bu kararlar, sigortalının haklarını koruma yönünde içtihat oluştuğunu göstermektedir.
Sigorta şirketlerinin cayma hakkı, istisnai bir koruma aracıdır ve haksız şekilde tazminat ödememek amacıyla kullanılamaz. Eğer sigortalı olarak bu tür bir durumla karşılaşıyorsanız, sigorta tazminat davası açabilir ve hakkınızı arayabilirsiniz. Özellikle yüksek meblağlı poliçelerde ve kazalarda, profesyonel bir sigorta hukuku avukatıyla çalışmak hak kayıplarının önüne geçer.