Kartal Avukat
Günümüzde spor medyası; televizyon yayınları, sosyal medya, haber portalları ve yorum programları aracılığıyla milyonlarca kişiye ulaşmaktadır. Ancak bu mecralarda yapılan bazı yayınlar, sporcuların, teknik direktörlerin, kulüp yöneticilerinin ve hatta taraftarların kişilik haklarını ihlal edebilir. İddia, hakaret, küçük düşürücü yorumlar veya özel hayatın ifşası gibi durumlar, hukuki sorumluluk doğurabilir ve tazminat davalarına konu olabilir.
Bu yazımızda spor medyasında kişilik haklarına yönelik yapılan ihlallerin neler olduğu, hangi hallerde dava açılabileceği ve sürecin nasıl işlediği detaylı şekilde ele alınacaktır.
Kişilik hakkı, bireyin;
Şeref ve saygınlığını,
Özel yaşamını,
Fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü,
Adını ve görüntüsünü,
Düşünce özgürlüğünü
koruyan temel bir haktır. Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesi bu hakların ihlal edilmemesini güvence altına alır.
Spor medyasında kişilik haklarını ihlal eden durumlar arasında şunlar yer alabilir:
Asılsız doping iddiaları,
Oyuncuya yönelik küçük düşürücü yorumlar,
Özel hayatına dair izinsiz görüntülerin yayınlanması,
Canlı yayında teknik direktör hakkında hakaret içeren beyanlar,
Yöneticilere yönelik aşağılayıcı ifadeler,
Taraftarların sosyal medyada ifşa edilmesi.
Bu durumlar, hem hukuki hem cezai sorumluluk doğurabilir.
Kişilik hakları ihlal edilen kişi, kişilik değerlerinde oluşan sarsılma nedeniyle yayın kuruluşuna veya kişiye karşı manevi tazminat talep edebilir. Bu dava:
Yayının içeriği,
Yayılma biçimi ve erişim sayısı,
Mağdurun tanınırlığı ve mesleği
gibi kriterlere göre değerlendirilir.
İhlal eden yayın hâlâ erişilebilir durumdaysa, mağdur kişi mahkemeden:
Yayının kaldırılmasını,
Erişimin engellenmesini,
Düzeltme ve cevap hakkı tanınmasını talep edebilir.
Bu talepler genellikle Sulh Ceza Hâkimliği ya da Asliye Hukuk Mahkemesi üzerinden yürütülür.
Eğer medya organı veya spor yorumcusu, ilgili kişiye yönelik hakaret ya da asılsız suçlama içeren ifadelerde bulunmuşsa, bu fiiller Türk Ceza Kanunu’na göre suç teşkil eder. Mağdur, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunabilir.
İhlal içeriğinin delil altına alınması (video kaydı, ekran görüntüsü vb.),
Noter veya avukat aracılığıyla ihtarname gönderilmesi,
Yayının kaldırılmaması hâlinde mahkemeye başvuru,
Gerekirse ceza davası için savcılığa şikâyet yapılması.
Asliye Hukuk Mahkemeleri: Tazminat ve kişilik hakkı ihlali davaları
Sulh Ceza Hâkimlikleri: Erişim engelleme ve içerik kaldırma talepleri
Asliye Ceza Mahkemeleri: Hakaret veya iftira suçu durumunda açılan ceza davaları
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021 tarihli bir kararında şu ifadelere yer verilmiştir:
“Basın özgürlüğü, kişilik haklarının açıkça ihlal edildiği durumda sınırsız değildir. Özellikle kamuya mal olmuş kişilerin eleştirilmesi ile hakarete uğraması arasındaki fark gözetilmelidir.”
Bu karar, spor medyasında yapılan her yayının “eleştiri” kapsamında değerlendirilemeyeceğini ortaya koymaktadır.
Eğer yayını gerçekleştiren kişi bir kulüp çalışanı, sporcu veya yöneticiyse; kulübün de tüzel kişilik olarak sorumluluğu doğabilir. Özellikle sosyal medya hesapları üzerinden yapılan açıklamalarda bu durum sıklıkla gündeme gelmektedir.
Spor medyasında yapılan yayınların, özellikle kamuoyunu etkileyen içeriklere sahip olması, kişilik haklarının ihlali riskini artırmaktadır. Bu nedenle medya mensupları kadar kulüpler, sporcular ve yöneticiler de yayın içeriklerine dikkat etmelidir. Kişilik hakkı ihlali durumunda mağdur kişiler; tazminat, erişim engeli ve ceza davası gibi yollarla hakkını arayabilir. Profesyonel bir basın hukuku veya kişilik hakları avukatı ile sürecin takibi, hak kayıplarını önler.