Kartal Avukat
Şirket içinde gerçekleşen usulsüzlükler; şirketin malvarlığını zarara uğratan, pay sahiplerinin haklarını zedeleyen ve yönetsel yapıyı bozan ciddi ihlallerdir. Özellikle haksız kazanç sağlama, evrakta sahtecilik, yetkisiz harcama, çıkar çatışması gibi durumlar, şirketin iç işleyişini doğrudan etkiler ve çeşitli hukuki yaptırımlara konu olabilir.
Bu yazıda, şirket içi usulsüzlüklerin tespiti durumunda izlenmesi gereken hukuki yollar, dava türleri ve yargı süreci detaylı olarak ele alınmaktadır.
Şirket içinde gerçekleşen usulsüzlükler genellikle aşağıdaki fiilleri kapsar:
Yetkisiz veya usule aykırı para transferleri
Fatura, bordro veya stok kayıtlarında tahrifat
Sahte belge düzenleme ve kullanma
Yönetim kurulu kararlarının hukuka aykırı şekilde uygulanması
Ortaklara bilgi verilmemesi ve mali tabloların gizlenmesi
Şirket kaynaklarının şahsi amaçlarla kullanılması
Bu tür fiiller, hem Türk Ticaret Kanunu (TTK) hem de Türk Ceza Kanunu (TCK) bakımından sorumluluk doğurur.
Ortaklar (pay sahipleri)
Yönetim kurulu üyeleri
Denetçiler
Zarar gören üçüncü kişiler
Bu kişiler, şirket içindeki usulsüzlükten doğrudan etkilenmişse veya dolaylı zarara uğramışsa, hukuki yollara başvurabilir.
Yönetim kurulu üyelerinin görevlerini kötüye kullanması, şirketi zarara uğratması veya usulsüz işlem yapması hâlinde ortaklar, sorumluluk davası açabilir.
Genel kurulda ibra edilen yöneticiler için sonradan usulsüzlük tespit edilirse, ibra kararının iptali istenebilir.
Usulsüzlük ceza hukuku kapsamına giriyorsa; dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik gibi suçlardan ceza davası açılabilir. Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmak yeterlidir.
Ciddi ihlaller varsa, mahkemeden şirketin feshi veya tasfiyesine karar verilmesi talep edilebilir (özellikle azınlık ortaklar tarafından).
Usulsüzlük tespiti ve delil toplanması: E-posta yazışmaları, muhasebe kayıtları, tanık beyanları gibi belgeler toplanmalıdır.
Şirket içi başvuru: Öncelikle genel kurul, yönetim kurulu gibi iç organlara bildirimde bulunmak faydalıdır.
Dava açma süreci: Görevli mahkeme genellikle Asliye Ticaret Mahkemesidir. Ceza davaları için ise Cumhuriyet Savcılığına başvuru yapılır.
Uzman raporu ve bilirkişi incelemesi: Mahkeme, usulsüzlüğün varlığını değerlendirmek üzere uzmanlardan rapor ister.
Karar ve tazminat: Usulsüzlüğün tespiti hâlinde, sorumlu kişi veya kişilere tazminat ve gerekirse hapis cezası uygulanır.
Zamanaşımı süreleri kaçırılmamalıdır (TTK'da genelde 2-5 yıl arası).
Delil kaybı yaşanmaması adına, her türlü iç yazışma ve muhasebe belgesi arşivlenmelidir.
Uzman bir ticaret hukuku avukatıyla sürecin yürütülmesi önemlidir.
Yargıtay, şirket ortaklarının şirket içinde gerçekleşen usulsüzlüklere karşı dava açabileceğini ve bu davalarda şirket zararının net olarak ortaya konulmasının şart olduğunu birçok kararında vurgulamaktadır. Özellikle kötü niyetli yöneticilere yönelik açılan davalarda; zarar ve illiyet bağı detaylı incelemeye tabi tutulur.
Şirket içi usulsüzlükler hem şirketin mali yapısını hem de pay sahiplerinin güvenini sarsan ciddi ihlallerdir. Bu tür durumlarla karşılaşıldığında, öncelikle deliller sağlamlaştırılmalı, ardından Ticaret Mahkemeleri, ceza mahkemeleri veya ilgili idari yollara başvurulmalıdır. Dava süreci titizlikle yürütülmeli, mutlaka profesyonel hukuk desteği alınmalıdır.
Ticaret ve Şirketler Hukuku Avukatı