Kartal Avukat
Ceza yargılamalarında şüpheli, sanık, tanık ya da bilirkişi sıfatıyla çağrılan kişilerin, duruşmaya veya ifade vermeye gelmemesi hâlinde mahkeme ya da savcılık tarafından zorla getirme kararı verilebilir. Bu karar, adli kolluk kuvvetleri tarafından kişilerin ikametlerinden alınarak mahkeme veya savcılığa götürülmesini kapsar.
Ancak bu uygulama her zaman haklı bir şekilde yapılmaz. Dolayısıyla mağdur olan kişi, hukuka aykırı veya usule uygun olmayan zorla getirme kararlarına karşı hukuki yollara başvurabilir. Bu yazıda zorla getirme kararının ne olduğu, kim hakkında uygulanabileceği, ne zaman verilebileceği ve itiraz yolları detaylı şekilde ele alınacaktır.
Zorla getirme, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 146. maddesi uyarınca, bir kişinin çağrıldığı hâlde geçerli bir mazeret sunmadan gelmemesi durumunda, kolluk kuvveti aracılığıyla zorla adli makama getirilmesini ifade eder.
Zorla getirme uygulanabilecek kişiler:
Şüpheli veya sanık,
Tanık,
Bilirkişi,
Mağdur veya müşteki
Zorla getirme kararı doğrudan verilemez. Öncelikle kişinin usulüne uygun şekilde çağrılması, yani tebligat gönderilmesi gerekir. Bu çağrıya rağmen:
Geçerli bir mazeret sunulmazsa,
Duruşmaya veya ifadeye gelinmezse,
savcılık veya mahkeme tarafından zorla getirme kararı çıkarılabilir.
🔴 Ancak çağrı yapılmadan ya da çağrı usulüne uygun yapılmadan verilen zorla getirme kararları hukuka aykırıdır.
Evet, zorla getirme kararına karşı itiraz edilebilir.
CMK madde 267 ve devamı hükümlerine göre, mahkeme kararlarına karşı yedi gün içinde itiraz edilebilir.
🔹 Bu kapsamda:
Zorla getirme kararının usulsüz tebligata dayandığı,
Kişinin geçerli mazeretinin olduğu,
Kararın gereksiz ya da ölçüsüz olduğu gerekçesiyle,
mahkemeye dilekçeyle itiraz hakkı kullanılabilir.
Zorla getirme kararını sulh ceza hâkimi vermişse, itiraz asliye ceza mahkemesine yapılır.
Kararı mahkeme heyeti vermişse, itiraz aynı mahkeme içerisinde bir başka hâkim ya da heyet tarafından değerlendirilir.
Zorla getirme kararları zaman zaman:
Tebligatın yapılmadığı hâllerde,
Mazeret dilekçesi verilmesine rağmen,
Kişinin özel durumları (sağlık, yaşlılık, engellilik vb.) dikkate alınmadan
haksız şekilde uygulanabilir. Bu gibi durumlarda, kişi hem itiraz hakkını kullanabilir hem de hukuka aykırı işlem nedeniyle tazminat davası açabilir (Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatlarında yer aldığı üzere).
Mazeret belgesi sunmak çok önemlidir. Özellikle doktor raporu, ulaşım engeli vb. durumlar belgeyle sunulmalıdır.
Tebligat usulüne uygun mu yapılmış? Usulsüz tebligat varsa zorla getirme işlemi geçersiz sayılabilir.
Karar tebliğ edildiği anda zaman işlemeye başlar. 7 gün içinde itiraz edilmelidir.
Avukat aracılığıyla itiraz etmek sürecin daha doğru yürütülmesini sağlar.
Zorla getirme kararına maruz kaldıysanız ya da hukuksuz bir şekilde uygulandığını düşünüyorsanız, ceza hukukunda uzman bir avukattan destek almak en doğru adımdır. Kartal merkezli ceza hukuku ofisimiz, zorla getirme kararlarının iptali, itiraz süreçlerinin yürütülmesi ve hak kayıplarının önlenmesi konusunda müvekkillerine etkili hukuki destek sunmaktadır.
1. Zorla getirme kararı herkese uygulanabilir mi?
Hayır. Geçerli mazereti olan, çağrılmamış veya özel hukuki koruması olan kişilere uygulanamaz.
2. İtirazdan sonra işlem durur mu?
Mahkeme kararı verene kadar işlem ertelenebilir. Ancak kolluk kararı uygulamışsa işlem gerçekleşmiş olur.
3. Usulsüz zorla getirme için tazminat talep edilebilir mi?
Evet. Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatları doğrultusunda hukuka aykırı uygulamalar için tazminat talep edilebilir.
4. Avukatsız itiraz edebilir miyim?
Evet, edebilirsiniz. Ancak hukuki gerekçelerin doğru sunulabilmesi açısından bir avukattan yardım almanız önerilir.