Kartal Avukat
Uluslararası ticaret sözleşmelerinde beklenmeyen olaylar, ifa imkânsızlığı veya performans üzerinde ağır etkiler yaratabilir. İşte bu noktada force majeure (mücbir sebep) kavramı devreye girer. Tarafların sorumluluğunu azaltabilecek, gecikmeleri tolere edebilecek veya bazı durumlarda sözleşmenin feshi ya da askıya alınması yolunu açabilecek bu hükümlerin doğru yorumlanması büyük önem taşır. Bu içerikte, uluslararası ticaret hukukunda force majeure maddelerinin ne olduğu, sözleşmeye etkileri, Türkiye hukukundaki yeri, uygulama kriterleri, yaygın sorunlar ve nasıl sözleşmeye eklenmesi gerektiği gibi konuları detaylıca ele alıyorum.
Mücbir sebep, bir tarafın kontrolü dışında gelişen, önceden öngörülemeyen, engellenemeyen veya atlatılamayan durumlar nedeniyle sözleşme yükümlülüklerini yerine getirememesi durumudur. Uluslararası ticarette bu kavram genellikle doğal afetler (deprem, sel, fırtına), savaş, iç karışıklık, salgın hastalıklar, gümrük yasakları, ticaret ambargoları gibi olaylarla ilişkilendirilir.
Sözleşmelerde, taraflar force majeure olaylarının neler olacağını, hangi şartlarda bu hükmün devreye gireceğini açıkça hükme bağlamış olabilir.
Hukukun genel ilkeleri açısından, taraflar arasında böyle bir madde yoksa bile bazı hukuk sistemleri veya uluslararası kurallar, belirli durumlarda mücbir sebep benzeri savunma imkânı tanır.
Uluslararası ticaret sözleşmelerinde force majeure maddeleri şu amaçlarla kullanılır:
Risk paylaşımı: Taraflar hangi durumların beklenmeyen operasyonel risk oluşturduğunu ve bu risklerin sorumluluğunu nasıl paylaşacaklarını önceden belirler.
Beklenmeyen durumlarda süre uzatma: Lojistik gecikme, malın sevkiyatının engellenmesi gibi durumlar için sözleşmede süre uzatma hakkı tanınabilir.
Sözleşmenin geçici olarak askıya alınması: Ifa imkânı ortadan kalkmasa bile performansın ciddi şekilde etkilenmesi durumunda, yükümlülükler geçici olarak ertelenebilir.
Sözleşmenin feshi imkanı: Süreklilik arz eden veya büyük zarar doğuran mücbir sebep olaylarında taraflardan biri sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olabilir.
Örneğin ICC tarafından yayımlanan Force Majeure Clauses (2020 versiyonu dahil) bu tip hükümler içerir; hangi olayların mücbir sebep sayılacağı, hangi prosedürlerin izleneceği, bildirim yükümlülükleri gibi unsurlar netleştirilir.
Türkiye’de force majeure kavramı, birçok hukuk uygulamasında yer almasına rağmen kanuni bir tanım olarak Türk Kanunlarında açıkça belirtilmemiştir. Yani, Türkiye’deki sistemde bu kavramın sınırları, içtihatlar, sözleşmelerdeki hükümler ve genel hukuk ilkeleri üzerinden belirlenmektedir.
Türk Borçlar Kanunu (Mevcut durumda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu / eski dönemde Türk Borçlar Kanunu’nun önceki halleri) mücbir sebep benzeri durumları “ifa imkânsızlığı” başlığı altında düzenler. Özellikle 6098 sayılı Kanun’un “İfa İmkânsızlığı” maddesi, borcun ifasının imkânsız hale gelmesi durumunda borcun sona ermesi gibi sonuçları içerir.
Sözleşme serbestisi ilkesi gereği taraflar, sözleşmelerinde mücbir sebep hükümlerini düzenleyebilir, hangi olayların mücbir sebep sayılacağını açıkça belirleyebilirler.
Yargıtay (Yüksek Mahkeme) içtihatları, mücbir sebebin şartlarını belirlemiş; bu şartlar arasında “dışsal olması”, “öngörülemez olması”, “tarafın kontrolünün dışı olması”, “kaçınılmaz ve engellenemez olması” ve “ifa imkânını ortadan kaldırması” gibi unsurlar yer almaktadır.
COVID-19 salgını mücbir sebep iddialarını oldukça yaygın hale getirmiş, birçok uluslararası ticaret sözleşmesinde taraflar salgın durumu nedeniyle yükümlülüklerini yerine getiremediklerini iddia etmişlerdir. Yine de mahkemeler ve içtihatlar her vakayı özel şartlarıyla değerlendirmiş, her COVID-19 iddiasını otomatik olarak mücbir sebep saymamışlardır. (örn. salgın gibi olayların sözleşmede hükme bağlanmış olması, gecikmenin ya da ifa edilememenin gerçekten o olay ile ilişkilendirilebilmesi gibi koşullar aranmıştır)
Yargıtay kararlarında, ticaret erbabı (ticaret yapan taraflar) arasındaki sözleşmelerde mücbir sebep iddiasının özen yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediği yönünden de inceleme konusu yapılmaktadır. Taraf ifa imkânsızlığına yol açan durumu önceden öngörme ya da önlemek için makul tedbirler alma zorunluluğu değerlendirmeye alınır.
Uluslararası ticaretin büyük kısmı, tarafların farklı hukuk sistemlerinde olmasına rağmen bazı ortak standartlara dayanır. Mücbir sebep uygulaması da bu standartlardan etkilenir.
CISG’in 79. maddesi, sözleşmeye uygun ifa imkânsızlığı veya engelleme durumunda tarafların sorumluluğunu ortadan kaldıran hükümler içerir. Mücbir sebep olmasa da bu madde benzer şekilde “beklenmeyen engeller” nedeniyle ifanın mümkün olmaması durumunda sorumluluğun kalkabileceği yönünde hüküm verir.
Ancak CISG kapsamında, madde kapsamında değerlendirilen durumun sözleşmenin kurulduğu anda tarafların öngöremeyeceği bir olay olması gerekir.
Uluslararası Ticaret Odası (ICC), Force Majeure & Hardship Clauses 2020 versiyonunda mücbir sebep olaylarının kapsamını daha açık biçimde düzenlemiş, hangi olayların örnek olarak sayılabileceği, hangi prosedürlerin izleneceği, sorumluluğun nasıl paylaşılacağı gibi hususlarda taraflara yol gösterici hükümler sunmuştur.
Bu tür standart hükümler, sözleşmelere dahil edildiğinde uluslararası alanda geçerliliği daha yüksek, yorumlanması daha öngörülebilir hükümlerdir.
IBA (International Bar Association) tarafından yayımlanan delil alma, sözleşmede devletlerarası uyuşmazlık standartları gibi belgelerde mücbir sebep ve benzeri kavramların nasıl ele alınacağına dair görüşler ve model hükümler yer alır.
Doktrin açısından, mücbir sebep ile “hardship” (zor durum) arasındaki fark özellikle önemlidir: mücbir sebep yükümlülüğün ifasını imkânsız hale getirirken; hardship, ifanın henüz imkânsız olmaması ancak beklenmeyen derecede yük getirici olması durumudur.
Bir uluslararası ticaret sözleşmesine mücbir sebep maddesi eklenirken dikkat edilmesi gereken pek çok unsur var. Bunlar hem sizi riskten korur hem de ihtilaflarda avantaj sağlar.
Olayların Net Tanımlanması
Sözleşme bu maddede hangi olayların mücbir sebep sayılacağı net şekilde yazmalı: savaş, salgın, grev, ambargo, devlet müdahalesi, doğal afetler vs. Olaylar listesi açık olmalı, bunların dışında kalan durumlar için “benzeri olaylar” gibi genel ifade kullanılması durumunda yorum riski artar.
Bildirim Yükümlülüğü
Mücbir sebep halinin meydana geldiği ve etkisinin ne olduğu diğer tarafa yazılı bildirim ile iletilmeli; bildirim süresi sözleşmede belirtilmeli (örneğin “5 iş günü içinde” gibi süreler). Aksi halde diğer taraf zarar görüyorsa sorumluluk doğabilir.
Zamanaşımı ve Etki Süresi
Mücbir sebep süresi ne kadar sürecek? Performans askıya mı alınacak, yoksa sözleşme feshedilebilecek mi? Mücbir sebep devam ettiği sürece yükümlülükler askıya alınır mı, yoksa sürekli devamı halinde fesih hakkı doğar mı, buna dair hükümler sözleşmede olmalı.
Delillerin Sağlanması
Taraf mücbir sebebi ispat etmekle yükümlüdür. Belgeler, resmi makam yazıları, mücbir sebebi etkileyen olayların varlığı ve etkisi konusunda kanıtlar sunulmalı. Özellikle uluslararası ticarette yerel makamların kararları, bildiriler, mevzuat değişiklikleri, taşıma belgeleri, sağlık bakanlığı veya gümrük makamlarından yazılı belgeler önemli olur.
Tarafların Özen Görevleri
Mücbir sebep iddiası durumunda tarafların sözleşme hükümlerini ihlal etmemek için makul önlemleri alma yükümlülüğü bulunur. Yani, olayın etkisini mümkün mertebe azaltmak, ikame yollar araştırmak ve alternatif performans yöntemleri sunmak gibi çabalar gereklidir.
Mücbir Sebep ve Fiyat / Maliyet Etkisi
Bazı hükümler, mücbir sebep nedeniyle maliyetlerdeki yükselmenin tek başına performansı imkânsız kılmayacağı durumlarda, fiyat revizyonu veya maliyet artışının paylaşılması gibi düzenlemeler içerebilir.
Ülke ve Hukuk Seçimi Maddeleriyle Uyum
Sözleşmede uygulanacak hukuk seçilmişse, mücbir sebep maddesinin o hukuk sistemine uygun olması gerekir. Ayrıca, tahkim veya mahkemeye gidilmesi durumunda hangi forumun yetkili olacağı açıkça düzenlenmeli.
Uluslararası ticaret sözleşmesinde mücbir sebep kullanılması şu adımlardan geçer:
Mücbir Sebebin Ortaya Çıkması
Belirtilen şartlara uygun bir olayın meydana gelmesi gerekir: dışsal, kontrol dışı, öngörülemez ve ifa imkânsızlığına yol açan.
Tarafın Etkilenme Derecesini Tespiti
Olayın performansı ne ölçüde etkilediği değerlendirilir: gecikme mi oldu, tamamen mi imkânsız, yoksa geçici mi?
Sözleşmedeki Bildirim, Belge ve Süre Yükümlülüklerinin Yerine Getirilmesi
Bildirim şartına uyulmalı, etkisinin belgelenmesi sağlanmalı. Diğer taraf bilgilendirilmeli; gecikme veya ifa edememe durumu açıklanmalı.
Alternatif Çözümler Aranması
Taraf, yükümlülüğü yerine getirebilmek için alternatif yolları değerlendirmeli (başka tedarikçi kullanmak, başka rota vs.), maliyet olabilir ama mücbir sebebin etkisini azaltma yükümlülüğü vardır.
Etkinin Ortadan Kalkması Durumunda Performansın Devam Etmesi
Mücbir sebep halinin ortadan kalkması ile birlikte taraf yükümlülüklerini yerine getirmeye devam etmelidir. Sürekli askıda kalan performans uzun süre sonra sözleşme sonunda fesih hakkı doğurabilir.
Çözüm ve İhtilaf Durumunda Yetkili Forumun Kararı
Eğer taraflar arasında ihtilaf çıkarsa, mücbir sebebin şartları, etkisi, bildirim süresi gibi unsurlar yetkili mahkeme ya da tahkim tribunalı tarafından değerlendirilir.
COVID-19, uluslararası ticaret sözleşmelerinde force majeure iddialarının pratikte değerlendirilmesi açısından birçok örnek olay doğurmuştur. Türkiye’deki sözleşmelerde bu olayın mücbir sebep olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda bazı kıstaslar ön plana çıkmaktadır:
Türkiye’de Yargıtay içtihatlarında, salgın hastalıkların mücbir sebep listesinde sayılabileceği; ancak bu tür olayların sözleşmede öngörülmüş olması ya da benzer riskin önceden değerlendirilememiş olması gerektiği yönünde kararlar mevcuttur.
Sözleşmelerde “epidemik salgın hastalıklar”, “ülke genelinde resmi kısıtlama / kapanma kararları”, ambargo veya ihracat yasakları gibi hükümler varsa, COVID-19 benzeri durumlar mücbir sebep halleri olarak kabul edilebilir.
Türkiye’de örneğin doğal afet, devlet kararları veya resmi yasaklar sebebiyle sevkiyatın yapılamaması gibi olaylarda mahkemeler veya tahkim kurumları mücbir sebep hükümlerini uygulamış; fakat tarafların bildirim yükümlülüğünü yerine getirip getirmedikleri, etkilenen alanın ne kadar geniş olduğu ve tarafın alternatif seçenekleri alıp almadığı gibi hususlar dikkatle incelenmiştir.
Aşağıda uluslararası ticaret için pratik ve yaygın olarak kabul gören bir mücbir sebep madde ana taslağı verilmiştir. Sözleşmeye dahil etmek isteyenler bunu uyarlayabilir:
Mücbir Sebep Hükmü:
Taraflar, aşağıda açıkça belirtilen hâllerin, tarafların kontrolü dışında gelişen, önceden öngörülemeyen ve etkisi kaçınılmaz olan olaylar (“Mücbir Sebep Olayları”) olarak kabul edilmesi konusunda anlaşmışlardır. Bu hâllerin gerçekleşmesi durumunda, etkisi altındaki taraf, Mücbir Sebep bildirimini (sözleşmede belirlenen süre) içinde diğer tarafa yazılı olarak bildirecektir. Mücbir Sebep Olayları verilecek gecikme veya ifa imkânsızlığı sebebiyle taraf yükümlülüklerini yerine getiremezse, taraf bu yükümlülüklerinden geçici olarak muaf olacaktır. Etki ortadan kalktığında taraf yükümlülüklerini sürdürmekle yükümlüdür. Eğer Mücbir Sebep süresi (sözleşmede belirlenen süre) aşarsa, diğer taraf sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olacaktır.
Maddeye eklenebilecek örnek olaylar: salgın hastalık, savaş, ambargo, kamu otoriteleri tarafından getirilen yasaklar, doğal afetler.
Uluslararası bir sözleşme Turkish law’a tabi ise, mücbir sebep maddesinin Türkiye’nin hukuk normları ile uyumlu olması gerekir. Uyuşmazlık doğduğunda, aşağıdaki sorunlar ortaya çıkabilir:
Sözleşmenin hangi hukuka tabi olduğuna dair belirsizlik: Seçilen hukuk sistemi hakkındaki hükümler net değilse, mücbir sebebin yorumlanmasında çelişkiler çıkabilir.
Sözleşmede mücbir sebep olaylarının açıkça yer almaması: Taraflar sadece “force majeure” demekle yetinmişse, mahkemeler yorumla sınırlı veya dar şekilde mücbir sebepten faydalanma imkanı verebilir.
Bildirim yükümlülüğüne uymama: Diğer tarafın zarar görmesini önleyecek bildirim yapılmamışsa sorumluluk doğabilir.
Performansın imkânsızlıktan ziyade güçleşmiş olması: Türkiye’de forsa majeure olarak kabul edilmesi için ifanın imkânsız hale gelmesi veya çok ciddi bir şekilde engellenmesi gerekir; yalnızca maliyetin artması veya lojistik sıkıntı tek başına çoğu durumda yeterli görülmez.
Uluslararası ticarette, mücbir sebebin etkileri sadece sözleşme hukukunda değil; gümrük işlemleri, dış ticaret mevzuatı, ödeme planları ve teslimat şartlarında da görülür. Örneğin:
Teslimat yükümlülükleri gecikince gümrük mevzuatının yaptırım hükümleri devreye girebilir.
Ülke dışındaki resmi kısıtlamalar veya ihracat‐ithalat yasakları mücbir sebep kapsamında değerlendirilebilir ama resmi şekli ve süreleri belgelendirmek gerekir.
Ödeme gecikmeleri durumunda ilgili bankacılık düzenlemeleri veya letter of credit (akreditif) şartları ile sözleşme şartlarının uyumlu olması gerekir.
Force majeure ile hardship (maddi olarak ağırlaşmış durum) kavramları karıştırılabilir; ancak hukuki sonuçları farklıdır:
Hardship, ifanın tamamen imkansız olmaması ancak performansın beklenenden çok daha zahmetli ya da maliyetli olması durumudur. Taraflar bu durumda sözleşme şartlarının yeniden müzakere edilmesini isteyebilir, fakat mücbir sebep gibi otomatik olarak yükümlülüğü ortadan kaldırmaz.
Birçok model sözleşme ve uluslararası hukuk kuralı hardship durumlarını düzenler ya da belirli hükümlerle bu durumlara çözüm sunar.
Aşağıda uluslararası ticarette mücbir sebep maddesinin nasıl uygulanabileceğini gösterecek bazı senaryolar:
COVID-19 Salgını ve Lojistik Gecikmeler
Bir Türk şirketi İtalya’dan bileşen ithal etmektedir. Salgın nedeniyle İtalya’da üretim durdu, sevkiyat limanları kapandı, lojistik zinciri aksadı. Sözleşmede “salgın hastalıklar” mücbir sebep olarak yazılmışsa, firma gecikmeden dolayı sorumulmazlık iddiasında bulunabilir.
Ambargo veya Ticaret Yasakları
Bir dış ticaret şirketi, ithal etmek istediği ürünü ülkesine ambargo konması nedeniyle getirememekte. Bu durumda ambargo mücbir sebep olarak kabul edilebilir, ancak sözleşmede bu tür devlet kararlarının mücbir sebep olduğu açıkça yazılmamışsa yorumlanması gerekir.
Doğal Afetler ve Altyapı Sorunları
Deprem, sel gibi doğal afetler oluşur, nakliye yolları kapanır, ürün sevkiyatları yapılamaz. Bu durumda mücbir sebep hükümleri devreye girebilir; ancak etki süresi, etkilenen yükümlülüklerin kapsamı gibi konular açık olmalı.
Kur Değişimi, Maliyet Artışı
Maliyet artışı tek başına ifayı imkânsız hale getirmiyorsa, hardship olarak değerlendirilir; mücbir sebep niteliği taşımaz. Ancak ekonomik kriz benzeri durumların sözleşme başlangıcında öngörülmemiş olması ve hükümet müdahalesi gibi dışsal unsur olması durumunda tartışmalı olabilir.
Force majeure ile hardship arasındaki fark nedir?
Force majeure, yükümlülüğün ifasını imkânsız hale getiren olayları ifade eder; hardship ise performansın hâlâ mümkün olduğu ancak maliyetin, riskin ya da zorlukların beklenenden çok daha fazla olduğu durumlardır. Hardship genellikle yeniden müzakere veya sözleşme şartlarının adaptasyonu ile çözülür; force majeure ise askıya alma ya da fesih hakkı doğurabilir.
Sözleşmemizde mücbir sebep hükmü yoksa ne olur?
Eğer sözleşmede mücbir sebep hükmü açıkça yer almıyorsa, tarafın bu iddiasını ispat etmesi zorlaşır. Türkiye’de içtihatlarda ve hukuki görüşlerde böyle durumlarda ifa imkânsızlığı kavramı benzeri savunmalar yapılabilmektedir. Ancak bu savunmanın kabulü olayın özel şartlarına bağlıdır.
COVID-19 salgını mücbir sebep sayılır mı?
Türkiye’de bazı mahkemeler ve uygulamalar salgın hastalıkları mücbir sebep kapsamında değerlendirmiştir. Ancak bu değerlendirme sözleşmedeki hükümlere, olayın öngörülemezliğine, tarafların bildirim yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine ve performansın gerçekten imkânsız hâle gelip gelmediğine bağlıdır. Tüm COVID-19 iddiaları otomatik olarak kabul görmez.
Mücbir sebep iddiasında hangi delilleri sunmalıyım?
Olayın varlığını, etkisini ve performans üzerindeki yükünü belgelemeniz gerekir: resmi makam yayınları, sağlık bakanlığı kararları, üretim durma raporları, lojistik aksama belgeleri, taşıma izinleri, banka, gümrük veya nakliye evrakları gibi somut kanıtlar önemlidir. Ayrıca sözleşmede bildirimin nasıl yapılacağı, süre içinde yapılması şartı varsa bu şartlara uygun hareket edildiğini göstermek gerekir.
Mücbir sebep süresi ne kadar olursa sözleşme feshedilebilir?
Sözleşmede fesih hakkının doğacağı süre açıkça belirtilmiş olmalı. Mücbir sebep halinin etkisi geçici ise geçici askı süresi sona erdiğinde performans devam edebilir; uzun süreli veya sürekli etkilerde diğer taraf fesih hakkını kullanabilir. Bu süre sözleşmeyle belirlenmeyebilirse, mahkeme ya da tahkim heyeti gerekçeli kararlarında süreyi somut olay şartlarına göre belirler.
Uluslararası ticaret açısından mücbir sebep maddelerinin doğru yazılması ve kullanılması, hem Ticaret Odası kuralları, ICC standartları hem de Türkiye iç hukukunda içtihatlara uygunluk açısından büyük avantaj sağlar. Kartal’da ya da İstanbul’da bu alanda uzman bir hukuk danışmanıyla sözleşme hazırlamak, olası ihtilaflarda hak kaybını önler.
Kartal Uluslararası Dava Avukatı
Web Sitemiz üzerinde yer alan içerikler genel bilgilendirme amaçlıdır ve spesifik hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır. Ziyaretçiler, web sitemiz üzerinden edindikleri bilgileri hukuki tavsiye olarak kabul etmemeli ve bu bilgilere dayanarak hukuki işlem başlatmamalıdır. Bu doğrultuda avukatkartal.com.tr , web sitesinde ki içeriklerden ve bilgilerden doğabilecek herhangi bir zarar veya kayıptan sorumlu tutulamaz.
Hukuki yardım veya danışmanlık hizmeti almak isteyen ziyaretçilerin, direkt bir avukat ile iletişime geçmeleri tavsiye edilir. Avukatkartal.com.tr